Yargıtay Kararı – Markanın Hükümsüzlüğü Davası
T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/14893
K. 2011/7137
T. 13.6.2011
DAVA: Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 1.10.2009 tarih ve 2008/76-2009/235 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Murat Azaklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin tanınmışlık vasfını haiz M… ve M… M… ibareli markaların sahibi, M… M…, M…, SÜPER M…, M…, M…, LİFE M…, M… M…, GOLD M…, YENİ M…, M… ibareli dava dışı G…… A.Ş. ‘ye ait markaların lisans hakkına sahip olduğunu, tüm markaların esas unsurunun M… ibaresi olduğunu; tanınmış M… ibareli bu markalarla iltibas yaratacak herhangi bir marka veya ticaret unvanı tescilinin terkini gerektiğini, davalı şirketin müvekkili ile aynı sektörde A…. markası ile ticari faaliyette bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin hak sahibi olduğu tanınmış M… markalarından haksız yarar sağlamak için aynı tür ürünler için M…, M… M…, AROMA M…, M… Meyvede Son Söz ibareli markaları adına tescil ettirdiğini, ayrıca Ankara’da bulunan marketlerden temin ettiği ürün örneklerine göre AROMA ibareli markalarını daha kaliteli olduğu imajını vermek maksadıyla %100 saf ve doğal ürünler için kullanırken, M… ibareli markalarını NEKTAR ürünleri için kullanarak M… markasına nazaran AROMA ibareli markanın daha kaliteli olduğu algılamasını yaratmaya çalıştığını ileri sürerek, davalıya ait M… ibareli markaların TPE kayıtlarından terkinini, davalı şirketin üretimle ilgili makine ve teçhizatına el konulmasını, piyasaya sunulan ürünlerinin toplatılmasını, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüzü sebebiyle fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydıyla 7.000,00 TL maddi tazminatın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, marka hükümsüzlüğü istemli davanın davalının yerleşim yeri olan İstanbul Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini, ayrıca markanın hükümsüzlüğü istemli davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın husumetten reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının adına tescilli M… ve M… M… ibareli markaların bulunduğunu, müvekkilinin M… ibareli hükümsüzlüğü istenilenler dışında başka markalarının da bulunduğunu, müvekkiline ait 1994/156252 Sayılı M… ibareli markanın hükümsüzlüğü davasının açılabilmesi için 5 yıllık sürenin geçirilmiş olduğunu, davacının sahibi ve lisans hakkına sahip olduğunu bildirdiği markalar ile müvekkilinin hükümsüzlüğü istenilen markalarının karıştırabilecek derecede benzer olmadığını, müvekkilinin M… ibareli markaları tescil tarihinden itibaren kullandığını, davacının sahibi ve lisans hakkına sahip olduğunu bildirdiği markaların sadece M… unsurundan oluşmayıp başka bazı sözcüklerle birleştirilmesi ile oluşturulduğunu, müvekkilinin M… ibareli markaları nektar ürünleri için, AROMA ibareli markalarını ise %100 doğal meyve suyu ürünleri için kullanmasının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının lisans hakkına sahip olduğu markaların ikisi dışında tamamının ayırtedici unsurunun M… ibaresi olduğu, M… ibaresinin içki ve içilen şey anlamını taşıdığı, M… ve M… ibarelerinin birbirinden farklı olduğu, davalı şirket adına M… markasının 1994 yılında tescil edildiği, davacının lisans hakkına sahip olduğu M… ibareli markalara dayanarak aralarında gerek iltibas bulunmaması, gerekse sessiz kalma yoluyla hak kaybının oluşması sebebiyle 1994 yılında davalı şirket adına tescil edilen M… ibareli markanın hükümsüzlüğünü isteyemeyeceği, yine M… M…, M… Meyvede Son Söz ibareli markalarında artık hükümsüzlüğü istenemeyecek olan M… ibareli markaya ekleme yapılarak oluşturulduğu, M… asli unsuruna bazı eklemeler yapılarak yeni markalar oluşturulmasında bu markalarında hükümsüzlüklerinin talep edilemeyeceği, davalı adına tescilli AROMA M… ibareli marka ile davacının lisans hakkına sahip olduğu markalar arasında karıştırmaya sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunmadığı, davacının adına tescilli markalar ile hükümsüzlüğü istenen davalı adına tescilli markalar arasında iltibasa meydan verecek şekilde benzerlik bulunmadığı, davalı adına 1994 yılında tescil edilen M… ibareli marka yönünden öncelik hakkının davacıya değil davalıya ait olduğu ve davalı adına olan M… Meyvede Son Söz ve M… M… ibareli markanın davalı adına tescilli olan M… markasının devamı niteliğinde olup, bu yönüyle bilirkişi raporundaki görüşlerin kabul edilemeyeceği, davalı şirketin tescilli markalarını kullandığı ürün gruplarının farklı olmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-) Davalı TPE vekilinin temyizine gelince, dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, davalı TPE’nin bu davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığı ve davalının bu itirazını cevap dilekçesinde bildirdiği halde, mahkemece, davalı TPE aleyhine açılan davanın husumet sebebiyle reddine ve kendisini vekille temsil ettiren ve ret sebebi diğer davalı şirketten farklı olan davalı TPE yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davanın tüm davalılar için esastan reddi ile davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz eden davalı TPE’ye iadesine, 13.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.