Araç Kiralama Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/13016
K. 2005/9870
T. 10.10.2005
• ARAÇ KİRALAMA ( Sözleşmenin Kiralama Değil Satış Akdi Olduğu İddiası – Aracın Kullanıldığı Süre Kira Bedeli Olarak Yapılan Ödemeden Mahsup Edilmesi Gereği )
• SATIŞ AKDİ ( Kısmi Ödeme – Kullanma Bedelinin Mahsup Edilmesi )
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Satış – Araç Kiralama )
818/m. 182
ÖZET : Akit davalı yanca fesih olunup araç geri alındığına göre davacı yanca yapılan ödemeler hesaplanıp bu tutardan aracın kiralanan süresi için sözleşmenin 3. maddesinde belirlenmiş olan kira bedeli mahsup edilerek davacının talep etmekte haklı olduğu miktar belirlenip hüküm altına alınması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av.Cihan Kaya gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.1.2001 tarihli araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, ancak bu sözleşmenin aslında bir kiralama değil satış akdi olduğunu, davalıya 82.500 DEM ödemede bulundukları halde davalının aracı geri aldığını, yapılan ödemenin tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacıya kiralanan aracın dört aylık toplam 26.000 DEM’lık kısmını ödediğini, 2001 yılı 7 aylık kira bedelinin ödenmemesi üzerine akdin feshedilerek aracın geri alındığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalıya 82.500 DEM ödemede bulunduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalının imzalanan sözleşme süresi sona ermeden kiralama konusu aracı 10.8.2001 tarihli ihtarı ile geri almak suretiyle akdi fesih ettiği çekişmesizdir. Davalı taraf davaya verdiği cevabında, davacının kendilerine akit gereği 4 aylık kira bedeli olarak 26.000 DEM ödemede bulunduklarını kabul etmiştir. Ayrıca davacı davalıya yapılan ödemelere ilişkin olarak ta banka havale makbuzları ve elden imza karşılığı yapılan ödemelere ilişkin yazılı belgeler ibraz etmiştir. 22.1.2001 tarihli “taşıt kira sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin 3. maddesine göre de kira bedeli aylık 300.000.000.-TL. olarak belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, akit davalı yanca fesih olunup araç geri alındığına göre davacı yanca yapılan ödemeler hesaplanıp bu tutardan aracın kiralanan süresi için sözleşmenin 3. maddesinde belirlenmiş olan kira bedeli mahsup edilerek davacının talep etmekte haklı olduğu miktar belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/3866
K. 2008/3896
T. 12.6.2008
• HAPİS HAKKININ HAKSIZ KULLANILMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN GİDERİLMESİ İSTEMİ ( Davalı Yüklenici Faturadaki Kadar Olmasa Dahi İkinci Tamir Nedeniyle İş Bedeline Hak Kazandığı ve Ödenmediğinden Hapis Hakkını Kullanmakta Haklı Olduğu )
• İŞ BEDELİNE HAK KAZANMA ( Hapis Hakkının Haksız Kullanılması Nedeniyle Uğranılan Zararın Giderilmesi İstemi – Davalı Yüklenici Faturadaki Kadar Olmasa Dahi İkinci Tamir Nedeniyle İş Bedeline Hak Kazandığı ve Ödenmediğinden Hapis Hakkını Kullanmakta Haklı Olduğu )
• ARAÇ KİRALAMA BEDELİ ( Davalı Yüklenici Faturadaki Kadar Olmasa Dahi İkinci Tamir Nedeniyle İş Bedeline Hak Kazandığı ve Ödenmediğinden Hapis Hakkını Kullanmakta Haklı Olduğu )
• UĞRANILAN ZARARIN GİDERİLMESİ İSTEMİ ( Hapis Hakkının Haksız Kullanılması Nedeniyle – Davalı Yüklenici Faturadaki Kadar Olmasa Dahi İkinci Tamir Nedeniyle İş Bedeline Hak Kazandığı ve Ödenmediğinden Hapis Hakkını Kullanmakta Haklı Olduğu )
818/m.364
4721/m.950/f
ÖZET : Dava, hapis hakkının haksız kullanılması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Hernekadar davalı yüklenici ilk onarımda edimini kısmen ayıplı ifa etmesi sebebiyle ikinci kez arızalanarak servise getirilen araçtaki arızanın giderilmesi için gerekenden daha fazla onarım işlemi yapmış ise de, davalı yüklenici ayıplı ifa nedeniyle ortaya çıkan arızanın giderilmesini aşan iş kısmının bedelini istemekte haklı olduğu ve bu bedeli de davacı iş sahibi ödemekten kaçındığı, yani davalı yüklenici faturadaki kadar olmasa dahi ikinci tamir nedeniyle iş bedeline hak kazandığı ve ödenmediğinden hapis hakkını kullanmakta haklıdır. O halde yüklenicinin hapis hakkını kullanmakta haklı bulunması sebebiyle araç kiralama bedeli istenemeyeceğinden birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Asıl ve birleşen dava, hapis hakkının haksız kullanılması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 950/f. maddesinde alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde borç ödeninceye kadar hapsedebileceği hüküm altına alınmıştır. 16.12.2005 havale tarihli olup davacı yanca benimsenerek itiraz edilmeyen bilirkişi kurulu raporunda aracın ikinci onarımı nedeniyle yüklenicinin düzenlenen faturanın 4.314.768.120 TL.lik kısmını istemekte haklı olduğu, davacının bakım ve onarım nedeniyle bu miktarda davalıya borçlu bulunduğu belirtilmiştir. İş tamamlanıp teslime hazır hale geldiğinden BK.nun 364. maddesine göre alacağın istenebilir ( muaccel ) olduğu ve hapis hakkı kullanılan aracın tamirinden doğması nedeniyle alacakla bağlantılı bulunduğu da ortadadır.
Bu durumda hernekadar davalı yüklenici ilk onarımda edimini kısmen ayıplı ifa etmesi sebebiyle ikinci kez arızalanarak servise getirilen araçtaki arızanın giderilmesi için gerekenden daha fazla onarım işlemi yapmış ise de, davalı yüklenici ayıplı ifa nedeniyle ortaya çıkan arızanın giderilmesini aşan iş kısmının bedelini istemekte haklı olduğu ve bu bedeli de davacı iş sahibi ödemekten kaçındığı, yani davalı yüklenici faturadaki kadar olmasa dahi ikinci tamir nedeniyle iş bedeline hak kazandığı ve ödenmediğinden hapis hakkını kullanmakta haklıdır. O halde yüklenicinin hapis hakkını kullanmakta haklı bulunması sebebiyle araç kiralama bedeli istenemeyeceğinden birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/12611
K. 2011/5933
T. 9.6.2011
• KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN MADDİ TAZMİNAT ( Davacı Sigortalının Kiralık Araç Klozundan Faydalanmak İçin Müracaatının Bulunup Bulunmadığı ve Poliçede Getirilen Diğer Şartların Gerçekleşip Gerçekleşmediği Hususlarında Araştırma ve Değerlendirme Yapılması Gerektiği )
• KİRALIK ARAÇ KLOZUNDAN FAYDALANMA ( Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Maddi Tazminat – Davacı Sigortalının Kiralık Araç Klozundan Faydalanmak İçin Müracaatının Bulunup Bulunmadığı ve Poliçede Getirilen Diğer Şartların Gerçekleşip Gerçekleşmediği Hususlarında Araştırma Yapılması Gerektiği )
• POLİÇEDE GETİRİLEN DİĞER ŞARTLAR ( Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Maddi Tazminat – Davacı Sigortalının Kiralık Araç Klozundan Faydalanmak İçin Müracaatının Bulunup Bulunmadığı ve Poliçede Getirilen Diğer Şartların Gerçekleşip Gerçekleşmediği Hususlarında Araştırma Yapılması Gerektiği )
• KİRALIK ARAÇ KLOZU ŞARTLARI ( Varlığı Halinde Azami 7 Günlük Araç Kiralama Bedelinin Tespiti İçin Bilirkişiden Ek Rapor Alınması ve Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektiği )
• ARAÇ KİRALAMA BEDELİ ( Kiralık Araç Klozu Şartlarının Varlığı Halinde Azami 7 Günlük Araç Kiralama Bedelinin Tesbiti İçin Bilirkişiden Ek Rapor Alınması Gerektiği )
6762/m.1301
ÖZET : Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece aracın kaza sebebiyle gördüğü hasardan dolayı tamiri yapılmadan trafikte seyredemeyecek durumda olduğu belirtilmiş, poliçede belirtilen diğer şartlar yönünden araştırma yapılmaksızın 9 günlük araç kiralama bedeline ilişkin …TL’lik fatura uygun bulunmuştur. Mahkemece öncelikle davaya konu kaza sebebiyle düzenlenen hasar dosyasının getirtilmesi, daha sonra aracın kaç günde tamirinin mümkün olduğu, davacı sigortalının kiralık araç klozundan faydalanmak için müracaatının bulunup bulunmadığı ve poliçede getirilen diğer şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında araştırma ve değerlendirme yapılması kiralık araç klozu şartlarının varlığı halinde azami 7 günlük araç kiralama bedelinin tesbiti için bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükümün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı müvekkiline ait aracın trafik kazasında hasarlandığını, tamir süresince kiralık araç temin edildiğini, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek 2.731,17 TL hasar bedeli ile 625 TL araç kiralama bedelinin kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müracaatı üzerine, ekspertiz incelemesi yapıldığını ve 2.533,79 TL hasar bedeli tesbit edildiğini, davacının hesap bilgilerini müvekkiline ulaştırmadığını, eksper tarafından belirlenen hasar miktarının müvekkilince kabul edildiğini, 149,86 TL tutarındaki lastik faturasının kabul edilemeyeceğini bu lastiğin kazada hasarlanmadığını, kiralık araç klozu hükümlerinden yararlanmak için öncelikle Axa acil yardım merkezinin aranmasının ve bu hizmetten yararlanılmak istendiğinin belirtilmesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, ayrıca sigortalı aracın trafikte seyredemeyecek şekilde hasarlanmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 2.404,50 TL hasar bedeli ile 625 TL araç kiralama bedeli olmak üzere toplam 3.029,50 TL’nin 29.5.2009 fatura tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- ) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- ) Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, 2.731,17 TL hasar bedeli ile aracın 9 günlük tamir süresince kullanılan kiralık araç bedeli 625 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinin, kiralık araç klozuna ilişkin kısmında, sigortalının Axa Acil Yardım merkezine müracaat etmesi ön koşuluyla aracın trafikte seyredemeyecek şekilde kısmen hasarlanmasıyla sonuçlanan kazalarda; aracın servise tesliminden sonra, onarımın 24 saatten uzun sürecek olmasının tespiti ile olay başına azami 7 gün ve yıllık azami 2 kez olmak üzere kiralık araç verileceği, kiralık araç süresinin, aracın onarım süresiyle sınırlı olup bu sürenin eksper tarafından, aracın onarıldığı servisle mutabık kalınarak belirleneceği, bu hizmetten faydalanabilmek için konaklama ve lehdarın geri gönderilmesi hizmetinden yararlanılmamış olmasının esas olduğu, ayrıca teminat içine alınmamış masraflar için kredi kartı sahibi olması ve kredi kartı numarasının kiralama şirketine verilmesi şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece aracın kaza sebebiyle gördüğü hasardan dolayı tamiri yapılmadan trafikte seyredemeyecek durumda olduğu belirtilmiş, poliçede belirtilen diğer şartlar yönünden araştırma yapılmaksızın 9 günlük araç kiralama bedeline ilişkin 625 TL’lik fatura uygun bulunmuştur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece öncelikle davaya konu kaza sebebiyle düzenlenen hasar dosyasının getirtilmesi, daha sonra aracın kaç günde tamirinin mümkün olduğu, davacı sigortalının kiralık araç klozundan faydalanmak için müracaatının bulunup bulunmadığı ve poliçede getirilen diğer şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında araştırma ve değerlendirme yapılması kiralık araç klozu şartlarının varlığı halinde azami 7 günlük araç kiralama bedelinin tesbiti için bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı Axa Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükümün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı Axa Sigorta A.Ş. ‘ye iadesine, 9.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2012/19-56
K. 2012/260
T. 30.3.2012
• KİRALANAN ARACIN HASARLANMASI ( Kiralayanın Zarardan Sorumlu Olmadığı Savunması/İspat Etmek Yükümlülüğü Bulunduğu – Mahkemece Kiralayan Davacıya Hem Zararın Neden Kaynaklandığını Hem de Miktarını İspat Yükü Yüklemesinin Yanlış Olduğu )
• İSBAT YÜKÜ ( Kiralanan Aracın Hasarlanmasından Doğan Sorumluluk/Davalı Kiracının Yedindeyken Oluşan Zarardan Sorumlu Olduğu – Zarardan Sorumlu Olmadığı Savunmasını İspat Etmek Yükümlülüğü Bulunduğu/Kiralayana İspat Yükü Yüklenemeyeceği )
• ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ ( Kiracının Kira Süresi Sonunda Aracı Kiralayana Hasarsız Teslim Etmekle Yükümlü Olduğu – Aracın Hasarlanması/Kiracının Yedindeyken Oluşan Zarardan Sorumlu Olmadığı Savunmasını İspat Etmek Yükümlülüğü Bulunduğu )
• ZARARDAN SORUMLULUK ( Kiralanan Aracın Hasarlanmasından Doğan/Davalı Kiracının Yedindeyken Oluşan Zarardan Sorumlu Olduğu – Zarardan Sorumlu Olmadığı Savunmasını İspat Etmek Yükümlülüğü Bulunduğu/Kiralayana İspat Yükü Yüklenemeyeceği )
4721/m. 6
ÖZET : Taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesi uyarınca davaya konu araç davalı/kiracıya teslim edilmiş; aracın hasarlanması üzerine de davalı tarafından davacı/kiralayana iade edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür.
Sözleşme gereğince araç davalıya teslim edildiğine ve teslim sırasında davalı tarafça aracın hasarlı olduğu konusunda bir kayıt ileri sürülmediğine göre aracın teslimi sırasında hasarsız olduğunun ya da teslim anında henüz hasarın ortaya çıkmamış bulunduğunun kabulü gerekir.
Kiralanan aracın davalı/kiracı yedindeyken oluşan zararından, davalı sorumludur. Davalı bu zarardan kendisinin sorumlu olmadığını savunmuş olduğuna göre, bu savunmasını ispat etmek durumundadır. Yerel Mahkemece, davacıya hem zararın sebep kaynaklandığını hem de zararın miktarını ispatlamak yükümlülüğünün yüklenmesi yanlıştır.
DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.3.2008 gün ve 2007/929 E., 2008/283 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 7.10.2009 gün ve 2008/11742 E., 2009/8975 K. sayılı ilamı ile;
( … Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen araç kiralama sözleşmesi kapsamında davalı yanca kiralanan aracın hasarlanması üzerine sözleşme hükümlerine göre hasar bedelinin davalıdan talep edildiğini, davalının olumsuz yanıt vermesi üzerine takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince davacıya ait aracın kötü kullanılmadığını, araca alınan yakıtın ayıplı olması sonucu araçta arıza oluştuğunu ve müvekkilinin somut olayda kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı yanca kanıtlanamayan davanın reddiyle takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesi uyarınca kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür. Mahkemece anılan sözleşme hükmü gözetilerek araştırma ve inceleme yapılıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
H.G.K.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine,
Özel Dairece yukarda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla H.G.K. önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesinde yer alan “kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür.” hükmünün mahkemece irdelenip irdelenmediği, buna göre yeterli araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Ne var ki, H.G.K.`nda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle ispat külfeti üzerinde durulmuştur:
Bu nedenle, öncelikle “ispat yükü” ne dair açıklama yapılmasında yarar vardır:
Hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusu ile karşılaşır, buna “ispat yükü” denir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesi “ Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ” hükmünü içermekte olup; buna göre, bir vakıadan lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Diğer taraftan, normal bir duruma dayanan tarafın, bu iddiasını ispat etmesi gerekmez; ispat yükü bu normal durumun aksini iddia eden tarafa düşer.
Somut olaya gelince:
Taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesi uyarınca davaya konu araç davalı/kiracıya teslim edilmiş; aracın hasarlanması üzerine de davalı tarafından davacı/kiralayana iade edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesi uyarınca kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür.
Sözleşme gereğince araç davalıya teslim edildiğine ve teslim sırasında davalı tarafça aracın hasarlı olduğu konusunda bir kayıt ileri sürülmediğine göre aracın teslimi sırasında hasarsız olduğunun ya da teslim anında henüz hasarın ortaya çıkmamış bulunduğunun kabulü gerekir.
Kendisinin yedinde iken ortaya çıkan hasar üzerine aracı kiralayana iade eden ve davacının hasar bedelinin tazminine yönelik olarak önce takip sonra da eldeki dava ile karşılaşan davalı/kiracının, savunması ise; aracın kendisi tarafından kötü kullanılmadığı, araca alınan yakıtın ayıplı olması sebebiyle araçta arıza oluştuğu ve kendisinin kusuru bulunmadığı yönündedir.
Şu haliyle, taraflar arasında araç kira sözleşmesinin varlığı ve aracın hasarlı olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
H.G.K.ndaki görüşmede öncelikle yukarda ayrıntısı açıklanan ispat külfetine dair olmak üzere değerlendirme yapılmış; hasarın varlığının belli olması karşısında, davalının savunma olarak getirdiği hasardan sorumlu olmadığı yönündeki iddiasını, davacının da hasarın miktarını ispat yükü altında oldukları oybirliği ile benimsenmiş; diğer hususların irdelenmesine geçilmiştir.
Kural olarak; kiralanan aracın davalı/kiracı yedindeyken oluşan zararından, davalı sorumludur. Ne var ki, davalı bu zarardan kendisinin sorumlu olmadığını savunmuş olduğuna göre, bu savunmasını ispat etmek durumundadır. Yerel Mahkemece, davalının sorumluluktan kurtulma imkanı olup olmadığı yönünde ve ayrıca davacının da araçta oluşan zarar miktarının ispatı konusunda varsa delilleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu sebeple Yerel Mahkemece, davacıya hem zararın sebep kaynaklandığını hem de zararın miktarını ispatlamak yükümlülüğünün yüklenmesi yanlıştır.
O halde, Yerel Mahkemece, H.G.K.’nca da bozma ilamında ve yukarıdaki ilave gerekçelerle benimsenen Özel Daire bozma kararına, uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen ilave nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 30.3.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/10005
K. 2011/5586
T. 26.4.2011
• TAZMİNAT İSTEMİ ( Mahkemece Sözleşmenin Tarafı Olan Davalı Yönünden İşin Esasına Girilerek İddia ve Savunma Çerçevesinde Toplanacak Deliller Değerlendirilip Varılacak Uygun Sonuç Dairesinde Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ ( Mahkemece Sözleşmenin Tarafı Olan Davalı Yönünden İşin Esasına Girilerek İddia ve Savunma Çerçevesinde Toplanacak Deliller Değerlendirilip Varılacak Uygun Sonuç Dairesinde Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• HUSUMET ( Tazminat İstemi – Sözleşmenin Tarafı Olan Davalı Yönünden İşin Esasına Girilerek İddia ve Savunma Çerçevesinde Toplanacak Deliller Değerlendirilip Varılacak Uygun Sonuç Dairesinde Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
1086/m.38
ÖZET : Dava, tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu aracın, davacı tarafından davalılara kiralandığı, Araç Kiralama Sözleşmesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Esasen bu husus davalılar vekilinin de kabulündedir. Bu durumda mahkemece sözleşmenin tarafı olan davalı yönünden işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet sebebiyle reddinde isabet bulunmadığı gibi, kira sözleşmesinin tarafı olmayan davalı şirketin davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı ve davalı şirkete husumet yönetilemeyeceği gözetilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükümün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalılarla aralarında imzalanan 7.12.2006 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile kiralanan aracın davalı S. A.’a kiraya verildiğini, araç şoförünün R. L., fatura edenin davalı şirket olduğunu, kira süresi sonunda davalıların aracı hasarlı olarak teslim etmeleri sonucu yaptırılan incelemede hasar bedelinin 5.747.30.-TL olduğunu, işten kalma bedeli olarak da şimdilik 260.-TL istediklerini belirterek toplam 6.007.30.-TL’nin faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı şirket ile R. L.’nin davada taraf sıfatları olmadığını, S. A.’nın kiracı olduğunu, fatura bilgilerindeki davalı şirket adresinin faturanın gönderileceği adres olarak belirtildiğini, davalı şirketin sözleşmede imzası olmadığını, davanın Kasko Sigorta Şirketine ihbar edilmesi gerektiğini, 9.12.2006 günü araba yolda kalarak davacının çekici ile alıp götürmesinden sonra davacının hasarla ilgili kasko sigortaya başvurusu olmadığını, 19.2.2007 tarihli ihtarnameleriyle davacıya bu hususu sorduklarını, davacının zararın oluşumuna sebep olduğunu, müvekkillerinden herhangi bir belge istenmediğini, zarardan müvekkillerinin sorumlu olamayacağını, 13.12.2006 tarihli kira bedeline ilişkin faturanın davalı şirket kayıtlarında olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dosya kapsamına göre davalılar S. A. ve R. L. A. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, toplam 5.507.-TL’nin davalı şirketten alınarak, davacıya verilmesine, bu miktara 2.4.2007 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalılardan R. L. A. hakkındaki davanın pasif husumet sebebiyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava konusu aracın, davacı tarafından davalılardan S. A.’a kiralandığı, Araç Kiralama Sözleşmesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Esasen bu husus davalılar vekilinin de kabulündedir. Bu durumda mahkemece sözleşmenin tarafı olan davalı S. A. yönünden işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet sebebiyle reddinde isabet bulunmadığı gibi, kira sözleşmesinin tarafı olmayan davalı şirketin davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı ve davalı şirkete husumet yönetilemeyeceği gözetilmeden, anılan şirket hakkındaki dava yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin davalılardan R. L. A. ile ilgili temyiz itirazlarının reddine ( 2 ) numaralı bentte belirtilen sebeplerle hükümün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 26.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/4304
K. 2012/7562
T. 21.5.2012
• KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK (Davacı Davalının Ticari Defterlerine Dayandığından Hakim Davalı Tarafa Defterlerinin İbrazını Emredebileceğinden Öncelikle Davalının Bu Konuda İsticvabına Karar Verilerek Karar Verileceği)
• İSPAT YÜKÜ (Taraflar Arasındaki Araç Kiralama Sözleşmesinin Varlığı İhtilaf Konusu Olup Akdi İlişkinin İspatı Davacıya Ait Olduğu)
• İSTİCVAP (Bir Davada O Dava İle İlgili Belli Vakıaların Açıklığa Kavuşturulması ve Varlığı ve Yokluğu Konusunda Aleyhine Olan Tarafın İkrarının Sağlanması Amacıyla Hakimin Kendiliğinden veya Taraflardan Birinin İsteminin Kabulüyle Başvurabileceği Usuli Bir İşlem Olup Başlıbaşına Bir İspat Vasıtası Olmadığı)
• ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ (Alacak Davası – Davacı Davalının Ticari Defterlerine Dayandığından Hakim Davalı Tarafa Defterlerinin İbrazını Emredebileceğinden Öncelikle Davalının Bu Konuda İsticvabına Karar Verilerek Karar Verileceği)
6100/m.169, 219
6762/m.80, 81
ÖZET : Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinin varlığı ihtilaf konusu olup, akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. İsticvap, bir davada, o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulüyle başvurabileceği usuli bir işlem olup, başlıbaşma bir ispat vasıtası değildir.
Davacının iddiası geçerli bir şekilde yapılan teslimin ispatı olmayıp, bir hukuki sözleşme olduğundan isticvap yoluyla kanıtlanması mümkün değildir. Ancak davacı, davalının ticari defterlerine dayandığından, hakim davalı tarafa defterlerinin ibrazını emredebileceğinden, öncelikle davalının bu konuda isticvabına karar verilerek ticari defterlerini sunması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de masraf yatırılmadığından duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan araç kiralama sözleşmesi gereğince kira alacağına ilişkin faturalara itiraz edilmemesine rağmen, kira parasının ödenmemesi nedeni ile tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde davalının adını içeren kaşedeki imzanın davalının satın alma müdürü Çan’a ait olduğunu, bu nedenle davalının borçtan sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyanında sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kira sözleşmesinin müvekkilini bağlamayacağını belirtmiş, Can isminde çalışanı olup olmadığına ilişkin bir açıklamada bulunmaksızın, SGK kayıtlarının getirtilmesini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının bu isimde çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vermiş, davalının isticvap davetiyesine uymaması nedeni ile araç kiralama sözleşmesini imzalayan Çan’ın çalışanı olduğunu kabul etmiş sayıldığından, fatura bedeline de itiraz edilmediğinden, davalının itirazının kısmen iptali ile takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesinin varlığı ihtilaf konusudur. Akdi ilişkinin ispatı davacıya aittir. Mahkemece üçüncü kişi Çan’ın davalının çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar vererek davalının isticvap davetiyesine rağmen gelmemesi nedeni ile çalışanı olduğunu ikrar etmiş sayıldığını kabul ederek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, HMK’nın 169 ve müteakip maddelerinde düzenlenen isticvap, bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Başlı başına bir ispat vasıtası değildir. Davacının iddiası geçerli bir şekilde yapılan teslimin ispatı olmayıp, bir hukuki muamele (sözleşme) olup, isticvap yoluyla kanıtlanması mümkün değildir.
Ancak davacı, davalının ticari defterlerine dayandığından, TTK’nın 80 ve 81 ve HMK’nın 219 ve devamı maddelerince, hakim davalı tarafa defterlerini ibrazını emredebileceğinden, öncelikle davalının bu konuda isticvabına karar verilerek, davalının ticari defterlerini sunması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut davalının ticari defterleri ile dahi alacağını ispatlayamaması halinde davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan akdi ilişkinin ispatı için davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1031
K. 2005/7049
T. 25.4.2005
• ARACIN HAKSIZ KULLANILMASI ( Alacak Davası – Aracın Araç Kiralama Şirketince Kiraya Verilmesindeki Kıstaslar Esas Alınarak Düzenlenen Bilirkişi Raporuna İtibar Edilmesi Mümkün Olmadığı )
• ARAÇ KİRALAMA ŞİRKETİ ( Aracın Araç Kiralama Şirketince Kiraya Verilmesindeki Kıstaslar Esas Alınarak Düzenlenen Bilirkişi Raporuna İtibar Edilmesi Mümkün Olmadığı – Alacak Davası )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Aracın Araç Kiralama Şirketince Kiraya Verilmesindeki Kıstaslar Esas Alınarak Düzenlenen Bilirkişi Raporuna İtibar Edilmesi Mümkün Olmadığı )
• İHTAR KEŞİDE EDİLMESİ ( Belli Bir Miktar Belirlenmediği İçin Kullanım Mahrumiyetinden Dolayı Oluştuğu İddia Edilen Zarar İçin Geçmişe Yönelik Faiz Talebinde de Bulunulamayacağı )
1086/m.275
ÖZET : Aracın, araç kiralama şirketince kiraya verilmesindeki kıstaslar esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmesi mümkün değildir. Davacının davalıya keşide ettiği ihtarnamede belli bir miktar belirlenmediği için kullanım mahrumiyetinden dolayı oluştuğu iddia edilen zarar için geçmişe yönelik faiz talebinde de bulunulamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile yaptığı 18.6.1997 tarihli paylaşım protokolü ile davalı adına kayıtlı bulunan aracın kendisine bırakıldığını, ancak davalının otonun tesliminden kaçınması nedeniyle açtığı davada aracın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu tespitine karar verildiğini ve kararın 24.11.2000 tarihinde kesinleştiğini davalının buna rağmen otoyu teslim etmediğini belirterek otonun teslimini mümkün olmaz ise dava tarihindeki değeri olan 8.000.000.000 Tl. ile 20.4.1999 tarihinden itibaren haksız kullanım nedeniyle oluşan 7.650.000.000 tL.nın tahsilini, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasını istemiş, ıslah dilekçesi ile de kullanım bedeline ek olarak 13.450.000.000 Tl. ile işlemiş faiz miktarı olan 18.425.000.000 Tl. olmak üzere toplam 39.525.000.000 Tl.nın tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının mahkeme kararı uyarınca aracın kendi adına tescilini sağlayıp, cebri icra yoluyla aracın teslimini sağlaması mümkün iken bunu yapmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkememce bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle aracın dava tarihindeki değeri olan 8.000.000.000 Tl. 20.4.2004-19.3.20g04 tarihleri arası oluşan araç kulanım bedeli 21.000.000.000 Tl. ve araç kullanım bedelinin işlemiş faizi olan 18.425.000.000 Tlnın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı bu davada araç bedeli ile aracın davalı tarafından haksız kullanımı sonucu kullanım bedeli talebinde bulunmuş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın araç kiralama şirketlerince kiraya verilmesi esas alınarak değerlendirme yapılmış, mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davacı dava konusu aracı araç kiralama şirketine kiraya vermek istediğini bu davada iddia etmediği gibi, davalının da aracı araç kiralama şirketine kiraladığını iddia ve ispat etmemiştir. Bu itibarla aracın, araç kiralama şirketince kiraya verilmesindeki kıstaslar esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmesi mümkün değildir.
Öte yandan davacının 20.7.1998 tarihinde davalıya keşide ettiği ihtarnamede belli bir miktar belirlenmediği için kullanım mahrumiyetinden dolayı oluştuğu iddia edilen zarar için geçmişe yönelik faiz talebinde de bulunulamaz. Davacı bu davada ancak araç bedelini ve aracı kullanamamaktan dolayı uğramış olduğu her hangi bir zarar var ise yasal delilerle kanıtlamak şartıyla bu zararını talep etme hakkına sahiptir.
Mahkemece davacıdan aracı kullanamamaktan dolayı uğradığı zararların neler olduğu sorularak delilleri istenmeli, davalıdan da var ise karşı delileri sorulup alınmalı, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken dava konusu aracın sanki kiralanmış gibi değerlendirilerek yazılı şeklide hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 )numaralı bent uyarınca temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/3742
K. 2003/6546
T. 18.6.2003
• TAZMİNAT DAVASI ( Malikin Uzun Süreli Aracını Kiralaması Halinde Kiracının İşleten Sıfatını Kazanması ve İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Taşıması Nedeniyle Malikin Tazminattan Sorumlu Tutulamaması )
• ARAÇ İŞLETEN ( Malikin Uzun Süreli Olarak Aracını Kiralaması Halinde Kiracının İşleten Sıfatını Kazanması ve İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Taşıması )
• ARAÇ KİRALAYANIN SORUMLULUĞU ( Malikin Uzun Süreli Olarak Aracını Kiralaması Halinde Kiracının İşleten Sıfatını Kazanması ve İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Taşıması )
2918/m.3,85
ÖZET: 2918 sayılı yasa gereğince malik , uzun süreli olarak aracını kiraladığında kiracı, işleten sıfatını kazanır ve işletenin hukuki sorumluluğu altına girer.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Belediye Başkanlığı ile davacı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle yeterli inceleme ve hesaplamayı içeren uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalılardan Ç… Belediye Başkanlığının temyizine gelince; Davalı belediye başkanlığı vekili cevap dilekçesinden kazaya karışan aracın dava dışı K… Ltd.Şirketine kiralandığını belirtmiş ve bu yöne ilişkin ihale belgelerini 18.9.2002 tarihli delil dilekçesinde delil olarak göstermiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3.maddesi gereğince malik, uzun süre olarak aracını kiraladığında kiracı, isleten sıfatını kazanır aynı yasanın 85.maddesi hükmü gereğince de işleten hukuki sorumluluk altına girer.
Mahkemece açıklanan davalı savunmaları ile yasa hükümleri üzerinde yeterince durulup tartışılmadan yazılı olduğu şekilde davalı belediyenin de tazminattan sorumlu tutulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı Ç… Belediye Başkanlığı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.