Araç Hırsızlığı Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2007/4318
K. 2011/6766
T. 9.5.2011
HIRSIZLIK (Çalınan Kamyonun Ele Geçirilmesinden Hemen Sonra Düzenlenen Görgü Tespit Tutanağında Sağ Ön Kapı Kilidinin Sökülerek Yerinden Çıkarıldığının Tespit Edildiği – Kamyonun Kapısının Açılması Sırasında Kullanılan Pensenin Diğer Alet Şeklinde Kullanıldığına Dair Bilgiye Nasıl Ulaşıldığının Karar Yerinde Açıklanacağı)
BELİRLİ HAKLARDAN YOKSUN BIRAKILMA (Hırsızlık – 5237 S.K. Md. 53/1’deki Tüm Fıkraların Uygulanacağı)
ARAÇ HIRSIZLIĞI (Hırsızlık – Kamyonun Kapısının Açılması Sırasında Kullanılan Pensenin Diğer Alet Şeklinde Kullanıldığına Dair Bilgiye Nasıl Ulaşıldığının Karar Yerinde Açıklanacağı)
5237/m.53, 58, 142
ÖZET: Suça konu çalınan kamyonun ele geçirilmesinden hemen sonra düzenlenen görgü tespit tutanağında; sağ ön kapı kilidinin sökülerek yerinden çıkarıldığının tespit edilmiş olması, kamyonun kapısının açılması sırasında kullanılan pensenin diğer alet şeklinde kullanıldığına dair bilgiye nasıl ulaşıldığı karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan uygulama yapılması gerekir.
Hak yoksunluklarının seçimlik olmaması sebebiyle 5237 Sayılı Kanunun 53/3. maddesi gözetilerek 53/1. maddesindeki tüm fıkraların uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hukuka aykırıdır.
DAVA: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakim takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Suça konu çalınan kamyonun ele geçirilmesinden hemen sonra düzenlenen görgü tespit tutanağında; sağ ön kapı kilidinin sökülerek yerinden çıkarıldığının tespit edilmiş olması, kamyonun kapısının açılması sırasında kullanılan pensenin diğer alet şeklinde kullanıldığına dair bilgiye nasıl ulaşıldığı karar yerinde denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan yazılı madde ile uygulama yapılması,
2-) 5237sayılı T.C.K. nun 58/7. maddesinin uygulama koşullarının değerlendirilebilmesi için, sanığın tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyet hükmünün denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde gösterilmemesi,
3-) Hak yoksunluklarının seçimlik olmaması sebebiyle 5237 Sayılı Kanunun 53/3. maddesi gözetilerek 53/1. maddesindeki tüm fıkraların uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, sanık ve savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına, 09.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2008/23322
K. 2009/9273
T. 28.5.2009
NİTELİKLİ HIRSIZLIK (Yakınana Ait Aracın Sol Ön Kapı Kilidinin Sert Bir Cisimle Kırılarak Açılıp Düz Kontak Yapılarak Çalındığı – 5237 S.K. Md. 142/1-b’nin Uygulanacağı)
ARAÇ HIRSIZLIĞI (Nitelikli Hırsızlık/ Aracın Kapı Kilidinin Sert Bir Cisimle Kırılarak Çalındığı – 5237 S.K. Md. 142/1-b’nin Uygulanacağı)
5237/m.142
ÖZET: Yakınana ait aracın, sol ön kapı kilidinin sert bir cisimle kırılarak açılıp, düz kontak yapılarak çalınması eyleminin, 5237 sayılı TCY.’nin 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılması yasaya aykırıdır.
DAVA: Yerel Mahkemece verile hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCY.nın 58.maddesi ile uygulama yapılmaması, karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamış,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabul ve yasaya aykırılık bulunmamış; diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yakınana ait aracın, sol ön kapı kilidinin sert bir cisimle kırılarak açılıp, düz kontak yapılarak çalınması eyleminin, 5237 sayılı TCY.nın 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, anılan Yasanın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılması,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 28.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2002/6-289
K. 2002/415
T. 3.12.2002
HIRSIZLIK ( Sanığın Sağlam ve Muhkem Suretle Yapılan Aracın Kapısını Açarak İçine Girmesi ve Düz Kontak Yapmaya Çalışırken Tanıklar Tarafından Yakalanması )
ARAÇ HIRSIZLIĞI ( Sanığın Sağlam ve Muhkem Suretle Yapılan Aracın Kapısını Açarak İçine Girmesi ve Düz Kontak Yapmaya Çalışırken Tanıklar Tarafından Yakalanması )
GEÇİCİ OLARAK ARAÇTAN YARARLANMA İÇİN HIRSIZLIK ( Sanığın Böyle Bir Savunması Olmaması-Aracı Çalmadan Yakalanması Nedeniyle Suçun Eksik Kalkışma Aşamasında Kalması )
EKSİK KALKIŞMA ( Sanığın Aracı Çalmaya Uğraşırken İcra Hareketlerini Tamamlamadan Yakalanması Nedeniyle Eyleminin Eksik Kalkışma Aşamasında Kalması )
765/m.61,62,493,494,522
ÖZET: Somut olayda; sanık, sağlam ve muhkem suretle yapılmış aracın kapısını açarak içine girmiş, düz kontak yapmaya çalışırken tanıklar tarafından yakalanmıştır. Sanığın aracı geçici olarak yararlanmak ve iade etmek üzere almaya çalıştığı yönünde bir savunması olmadığı gibi, aracın iade edilmek üzere alındığı konusunda da herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca olayın cereyan şekli de hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olduğunu açıkça ortaya koyduğundan TCK 522 nin uygulanması yerindedir. Sanık henüz aracı çalıştırma uğraşısı içinde iken yakalanmış ve dolayısıyla suçun icra hareketlerini tamamlamadan yakalanmış olduğundan, eylemi eksik kalkışma aşamasında kalmıştır.
DAVA: Hırsızlığa tam kalkışmak suçundan sanık H.M.’nin TCY.nın 493/1, 62, 522/1, 523/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca 7 ay 23 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, suçta kullandığı bıçağın zoralımına, hakkında 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.8.2001 gün ve 1195/1744 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza
Dairesince 25.10.2001 gün ve 13287/12815 sayı ile;
“1- Sanığın kastının otonun mülkiyetine yönelik olduğuna ilişkin deliller açıklanıp tartışılmadan TCK’nun 522. maddesinin pek fahiş değere ilişkin hükmünün uygulanması,
2- Sanığın kişiliğine ve sair hallerine ilişkin hususlar somut nedenler gösterilerek değerlendirilmeden, yeterli olmayan gerekçe ile 647 sayılı Yasanın 4/1. maddesinin uygulanmaması” isabetsizliğınden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 12.12.2001 gün ve 2124/2327 sayı ile;
“Sanık olay günü gecenin ilerlemiş saatinde oto galericiliği yapan müştekinin işyerine gelerek park halinde olan araçların kapılarını açmak için çaba sarf etmiş, önce iki aracın kapısını açmaya çalışmış, bilahare de müştekiye ait Reno marka aracın kilitli sağlam, muhkem kapısını tırnak çakısı ile açıp, doğrudan şoför mahallinde aracın direksiyon sistemi üzerinde düz kontak yapıp çalıştırmak gayesi ile çalışmalar yapmıştır. Sanık savunmasında suçunu inkar etmiş, aracı gezip dolaştıracağına dair bir beyanda bulunmamıştır. Sanığın daha önce birlikte alkol aldığı arkadaşları tarafından olay mahalline yakın bir çevreye bırakıldığı, müteakiben sanığın gecenin ilerlemiş saatinde müştekiye ait aracı hırsızlamaya kalkıştığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, kastının otonun mülkiyetine yönelik olduğu hususunda mahkememizde kanaat oluşmuş,
Sanığın dosya kapsamından edinilen bilgiler çerçevesinde, kişiliğine, suçun işleniş şekli ve özelliği, sanığın araç içerisine sadece yatmak için geldiğini ve yatmakta olduğunu beyan eden samimiyetten uzak ve tanık anlatımları ile çelişkili beyanları bu tür eylemlerden dolayı insanların mağduriyetleri ve sanığın kastının yoğunluğu birlikte değerlendirilerek, hakkında 647 sayılı Yasanın 4/1. maddesi uygulanmamıştır.” gerekçeleri ile ilk hükümde direnmiştir.”
Bu hükmün de sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 4.11.2002 gün ve 13297 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup,düşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
KARAR: Sanığın hırsızlığa tam kalkışmak suçundan TCY.nın 493/1, 62, 522, 523/1 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlıklar;
1- Hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olup olmadığı,
2- 647 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin uygulanmamasında gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İncelenen dosyadaki kanıtlardan,
28.8.2000 gecesi saat 00.15 sıralarında sanığın, şikayetçi B.K.’a ait galerinin önünde bulunan birkaç aracın kapısını zorladığı, açamaması üzerine yeşil renkli 07 CSM 58 plakalı otoya yöneldiği, zorlamasına rağmen bu aracın da kapısını ilk aşamada açamadığı, bir müddet sonra anahtara benzer bir aletle kapısını açarak araca girmesi üzerine, olayı başından beri izleyen tanıklar Z.P. ve M.T. tarafından, direksiyon kutusuna doğru eğilmiş, kablolarla uğraşırken yakalandığı, sorgusunda suçlamalan red ederek, alkollü ve yorgun olduğu için uyumak maksadıyla aracın içine girdiğini, kapısının kilitli olmadığını savunduğu anlaşılmaktadır.
Sanığın üzerinde yapılan aramada, oto şase ve motor numarası yazan bir etiket, meşrubat açacağı ve çakı özelliğine sahip 7 cm uzunluğunda tırnak makası ele geçirilmiş, düzenlenen raporda 1.20 promil alkollü olduğu belirtilmiş, araç üzerinde yapılan incelemede ön kapı kilidinde zorlama bulunduğu ve motor kaputunun ise açık olduğu saptanmış, 20.9.2000 günlü bilirkişi raporunda aracın kapı, kilit ve cam tertibatının muhkem olduğu, rastgele bir anahtarla açılmasının mümkün olmadığı, suç tarihi itibariyle aracın değerinin 1.500.000.000 lira olduğu bildirilmiştir.
TCY.sının 522 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin uyuşmazlık konusunun çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşabilmek için sanığın kastının otonun mülkiyetine mi yönelik olduğu belirlenmeli ve dolayısıyla TCY.sının 494/1. maddesinde düzenlenen suç öğeleri üzerinde de durulmalıdır.
TCY.nın 494/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için;
a) Hırsızlanan şeyin özel bir ulaşım aracı olması,
b) Çalınan aracın kısa bir süre kullanılması,
c) Aracın, zilyedine geri verilmesi veya kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise taşıtın iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılır olması gerekir.
Öğretide Ord. Pro£ Dr. S. Dönmezer, bu suç bakımından aranan ölçütleri, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler isimli eserinde konuya ilişkin olarak, failde özel bir kastın bulunması gerekmektedir. Fail alma hareketini yaparken, ulaşım aracını mal edinmek “animus domini” kastını taşımayacak tam tersine aracı kullandıktan sonra iade etmek maksadıyla hareket etmiş olacak, failde geçici bir yararlanma kastı olacaktır. Ayrıca kastın bu cesitten olduğu, olayların seyri içinde açıkça anlaşılır biçimde ortada bulunacak özel kastın belirlenmesinde hiçbir güçlük sözkonusu olmayacaktır.
Esasen taşıt iade olunduğunda veya zilyedin kolaylıkla bu yere bırakıldığında özel kast açık seçik ortada olur, mesele taşıt failin yakalanması halinde ortaya çıkar, bu gibi hallerde olayların cerayan şekline,failin kişilik ve tutumuna gör hakimin,faildeki kastın cinsini tayin etmesi gerekecektir.” şeklinde belirtmektedir.
TCY.nın 493/1. maddesindeki muhkem yerden hırsızlık suçunun oluşması için ise; kişileri veya malları muhafaza için tesis edilmiş olan duvar, pencere, kapı, demir pannaklık, kasa ve sandık gibi muhkem engeller açılarak hırsızlık eyleminin gerçekleştirilmesi gerekir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık, sağlam ve muhkem suretle yapılmış aracın kapısını açarak içine girmiş, düz kontak yapmaya çalışırken tanıklar tarafından yakalanmıştır. Sanığın aracı geçici olarak yararlanmak ve iade etmek üzere almaya çalıştığı yönünde bir savunması olmadığı gibi, aracın iade edilmek üzere alındığı konusunda da herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca olayın cereyan şekli de hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu itibarla Yerel Mahkemenin suç vasfını belirlemesinde ve TCY.nın 522. maddesinin pek fahiş değere ilişkin hükmünü uygulamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak toplanan kanıtlara göre sanığın araç içinde ve henüz aracı çalıştırıp hareket etmeden yakalandığı anlaşıldığından burada, suçun tam mı yoksa eksik kalkışmamı aşamasında kaldığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
TCY.nın 61 ve 62. maddelerinde düzenlenen cürme kalkışma, işlenmesi kast olunan bir cürmün icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, failin elinde olmayan sebeplerle icra hareketlerinin tamamlanamaması veya tamamlanmasına karşın sonucun meydana gelmemesidir. Ortaya çıkan engel nedenlerle icra hareketleri bitirilememişse “eksik kalkışma”, icra hareketleri bitirilmiş ancak, engel neden nedeniyle sonuç gerçekleşmemişse “tam kalkışma” sözkonusudur.
Somut olayda sanık henüz aracı çalıştırma uğraşısı içinde iken yakalanmış ve dolayısıyla suçun icra hareketlerini tamamlamadan yakalanmış oldu ğundan, eylemi eksik kalkışma aşamasında kalmış olup, temel cezasının TCY.sının 62 nci değil 61 nci maddesi uyarınca indirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar veril melidir. 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanma koşullarının bu bozmaya göre Yerel Mahkemece yeniden tartışılması gerektiğinden, Özel Dairenin ikinci bozma nedeni ele alınarak değerlendirilmemiştir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyeleri, Yerel Mahkeme hükmünün Özel Daire ilamında belirtilen nedenle de bozulması gerektiği yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün suç vasfı ve TCY.nın 522. maddesinin pek fahiş hükmünün uygulanması yönünden isabetli olduğuna,
2-Hırsızlık suçuna kalkışmadan dolayı TCY.sının 61 nci m.si yerine 62 m.sinin uygulanması isabetsiz bulunduğundan direnme hükmünün BOZULMASINA,
Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, (1) nolu nedende oyçokluğuyla (2) nolu neden yönünden oybirliğiyle, sonuçta tebliğnameye uygun olarak, 3.12.2002 günü karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. CEZA DAİRESİ
E. 2011/23095
K. 2011/6602
T. 28.11.2011
KULLANMA HIRSIZLIĞI (Mağdurun Şikayetçi Olmadığı Gözetilerek Çalındığı Yerden 2 Km Uzakta Bir Yere Bırakılan Araç İçerisinden Hiçbir Şeyin Alınmadığının Mağdur Tarafından Beyan Edildiği – Kamyonetin Ücret Karşılığı Yük yada Yolcu Taşımacılığına Tahsis Edilip Edilmediğinin Araştırılacağı)
ARAÇ HIRSIZLIĞINDA ARAÇ ÜZERİNDE KEŞİF (Kırılmak Suretiyle Açılan Ön Kapı Camının Sağlam ve Dayanıklı Olup Olmadığı ve Basit Bir Zorlamayla Kırılıp Kırılmayacağının Uzman Bilirkişi Aracılığıyla Tesbit Edilerek 765 S.K. Md. 493/1’in Uygulanıp Uygulanmayacağının Tartışılması Gerektiği)
KEŞİF (Araç Hırsızlığında Kırılmak Suretiyle Açılan Ön Kapı Camının Sağlam ve Dayanıklı Olup Olmadığı ve Basit Bir Zorlamayla Kırılıp Kırılmayacağının Uzman Bilirkişi Aracılığıyla Tesbit Edilerek 765 S.K. Md. 493/1’in Uygulanıp Uygulanmayacağının Tartışılacağı)
765/m.493, 494
ÖZET: Mağdurun şikayetçi olmadığı gözetilerek, çalındığı yerden 2 km uzakta bir yere bırakılan araç içerisinden hiç bir şeyin alınmadığının mağdur tarafından beyan edilmiş olması karşısında kamyonetin ücret karşılığı yük yada yolcu taşımacılığına tahsis edilip edilmediği araştırılarak 765 Sayılı T.C.K.’da bulunan kullanma hırsızlığı suçunun oluşup oluşamayacağı değerlendirilmeden uygulama yapılması ve kabule göre de aracın kırılmak suretiyle açılan sol ön kapısı camının sağlam ve dayanıklı olup olmadığı, basit bir zorlamayla kırılıp kırılmayacağı araç üzerinde keşif yapılıp uzman bilirkişi aracılığıyla tesbit edildikten sonra, sanık hakkında 765 Sayılı T.C.K.nın 493/1. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmaması hukuka aykırıdır.
DAVA: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: Mağdurun şikayetçi olmadığı gözetilerek, çalındığı yerden 2 km, uzakta bir yere bırakılan araç içerisinden hiç bir şeyin alınmadığının mağdur tarafından beyan edilmiş olması karşısında; suça konu kamyonetin ücret karşılığı yük yada yolcu taşımacılığına tahsis edilip edilmediği, araştırılarak 765 Sayılı T.C.K.nun 494/1 maddesinde yazılı bulunan kullanma hırsızlığı suçunun oluşup oluşamayacağı değerlendirilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
Müştekiye ait Ford Otosan marka aracın kırılmak suretiyle açılan sol ön kapısı camının sağlam ve dayanıklı olup olmadığı, basit bir zorlamayla kırılıp kırılmayacağı araç üzerinde keşif yapılıp uzman bilirkişi aracılığıyla tesbit edildikten sonra, sanık hakkında 765 Sayılı T.C.K.nın 493/1. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmaması,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple istem gibi BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 28.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2006/12403
K. 2006/12311
T. 29.11.2006
HIRSIZLIK ( Suça Konu Aracın Arka Bagaj Kilidi Zorlanarak Düz Kontak Yapılmak Suretiyle Çalındığı – 5237 Sayılı Yasanın 142/1-E Maddesince Hüküm Kurulması Gerektiği )
ANAHTARLA YA DA DİĞER BİR ALETLE KİLİT AÇMAK SURİYLE HIRSIZLIK ( Suça Konu Aracın Arka Bagaj Kilidi Zorlanarak Düz Kontak Yapılmak Suretiyle Çalındığı – Kilit Açmak Suretiyle Gerçekleştirildiğine İlişkin Kanıt Bulunmadığı/5237 Sayılı Yasanın 142/2-D Maddesi İle Hüküm Kurulamayacağı )
ARAÇ HIRSIZLIĞI ( Suça Konu Aracın Arka Bagaj Kilidi Zorlanarak Düz Kontak Yapılmak Suretiyle Çalındığı – 5237 Sayılı Yasanın 142/1-E Maddesince Hüküm Kurulması Gerektiği )
5237/m.142/1-e-2/d
ÖZET: Tutanak başlıklı belge, aynı tarihli olay yeri inceleme raporu ve yakınanın oturumdaki anlatımına göre; suça konu aracın arka bagaj kilidi zorlanarak düz kontak yapılmak suretiyle çalındığının anlaşılması karşısında; eylemin, anahtarla yada diğer bir aletle kilit açmak suretiyle gerçekleştirildiğine ilişkin kanıt bulunmadığı gözetilmeden 5237 sayılı Yasanın 142/1-e maddesi yerine yazılı biçimde aynı Yasanın 142/2-d maddesi ile hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Hırsızlık suçundan sanık ve tutuklu M….. Ceyhan hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin BAKIRKÖY 8.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 25/01/2006 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık savunmanı tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından bozma isteyen 02/06/2006 tarihli tebliğname ile 14/06/2006 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
18.10.2005 günlü tutanak başlıklı belge, aynı tarihli olay yeri inceleme raporu ve yakınanın 7.12.2005 günlü oturumdaki anlatımına göre; suça konu aracın arka bagaj kilidi zorlanarak düz kontak yapılmak suretiyle çalındığının anlaşılması karşısında; eylemin, anahtarla yada diğer bir aletle kilit açmak suretiyle gerçekleştirildiğine ilişkin kanıt bulunmadığı gözetilmeden 5237 sayılı Yasanın 142/1-e maddesi yerine yazılı biçimde aynı Yasanın 142/2-d maddesi ile hüküm kurulması,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, sanık M…… Ceyhan savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.